Kırıkkale Masaj Salonu

Kırıkkale Masaj Salonu

Kırıkkale Masaj Salonu “Bu bornoz birazcık büyük.” “Benim de o yüzden,” dedi Julius. “Kusura bakma, senin bedenine nazaran bir bornozum yok.” Bunu duymak Grace’in hoşuna gitmişti. “Güzel,” dedi. “Güzel mi?” Grace ukala bir ifadeyle gülümsedi. “Boşver.” Ah şu kadınlar. Dillerini anlamak için her adamın bir tercümana ihtiyacı vardı. “neyse, ben gidip sandviçleri suniım.” Ne diyeceğini bilemediğin vakit yemekten bahsedeceksin. J a y n e A n n K r e n t z Julius banyodan çıkıp devasa giyinme odasına geçti. Çekmecelerden birini açıp temiz bir siyah tişört ve yıpranmış bir kot çıkardı. Kemer aramaya zahmet etmedi.

Çıplak ayak koridoru geçip mutfağa girdi ve önce ışıkları sonrasında da buzdolabını açtı. Gündelikçi hanımı o geceyi dairesinde geçireceğine dair bilgilendirmişti. Haftada bir temizliğe gelen görkemli Renee alışverişini yapmıştı. Büyük bir parça çedar peyniri, dereotlu salatalık turşusu, ekmek ve mayonezin yanı sıra bir karton yumurta ve birkaç parça bir şey daha vardı. Çedar peynirli ve turşulu sandviçleri yaparken Grace’in yanında olduğu ve birlikte uzun zamandır hiç tatmadığı bir seksi yaşadığı hatta yaşamının en güzel seksini yaşadığı gerçeğinden başka bir şeyi daha düşünmeye fırsatı oldu.

Kırıkkale Masaj Salonu

Kırıkkale Masaj Salonu Grace bornozuyla ve çıplak ayaklarıyla koridordan çıkıp vardığında Julius sandviçleri ve viskiyi hazırlamış mutfak masası olarak da kullandığı uzun, parlak-siyah granit tezgâhın üstüne koymuş bekliyordu. Şehirde kaldığı zamanlarda öğle ve akşam yiyeceklerini de bu masada yer, yiyecek odasındaki cilalı tik ağacından yaptırdığı yiyecek masasını ve sandalyeleri hiçbir zaman kullanmazdı. “E-mailini bir kontrol et,” dedi. Grace durdu, bir an şaşkınlığa uğramıştı.

Sonra julius’un söylediği şey kafasına dank edince gözlerini kıstı. “Hadi be,” dedi. “Sence?” “Bir bak bakalım.” “Sen mevzuşmanı yaparken telefonumu kapatmıştım, sonrasında da heyecandan falan açmayı unuttum.” Çantasını bıraktığı masaya gidip telefonunu çıkardı. Derhal açıp gelen mesajları inceledikten sonra kafasını kaldırıp şaşkın şaşkın Julius’a baktı. Nefes Al “Peşimdeki heriften gelen bir e-mail yok,” dedi. “Ne demek oluyor bu peki?” “Bu adam bu gece bizlere başka türlü bir mesaj gönderdi demek oluyor. Bildiriının planlandığı şeklinde iletilemediğini öğrenememiş olabilir hemen hemen.